23 Ocak 2013 Çarşamba

Galatasaray Üniversitesi Alev Alev




İtfaiye ekipleri yangına karadan ve denizden müdahale etti ancak alevler uzun süre kontrol altına alınamadı. Yangın sonrası binanın büyük bölümü kullanılamaz hale geldi. Vahim olay Sarı-Kırmızılı camiayı da hayli üzdü. Başkan Ünal Aysal, yangını bir tekneden takip etti. Aysal yangının sürdüğü anlarda resmi siteden şu mesajı yayınladı: “Galatasaray Üniversitesi’nin tarihi binalarında meydana gelen ve halen sürmekte olan yangın, camiamızı derin bir üzüntüye boğmuştur. Yangının en kısa sürede söndürülmesini diler, Galatasaray Üniversitesi topluluğuna ve bütün Galatasaray camiasına büyük geçmiş olsun dileklerimi sunarım.” Yangın geç saatlerde kontrol altına alındı.

Galatasaray Üniversitesinin Son Hali

22 Ocak 2013 Salı

E-bilete Hayır

Sporun amatör ruhuna aykırı yeni nesil fişleme yöntemi olan E-Bilet uygulamasına Hayır !!!
#ebiletehayır


Peygamber Hüseyin Kimdir?



Galatasaray tribünlerinde maça sabahlama geleneğini başlatan, ankara’ya evleneceği bayanı ailesinden istemeye giderken geçirdiği trafik kazasında kaybettiğimiz, kapalı tribünün her köşesinde ruhunun varlığı hissedilen tribün lideri. bozulan arabasını tamir etmek için yol kenarında durmuş ancak arkadan süratle gelen bir başka aracın kendisine çarpması sonucu rahmetli olmuştur hüseyin abi. aslen ankaralıdır ama istanbul’da ikamet etmiştir. merter eşrafındandır.

Rahmetli Hüseyin abinin lakabının neden Peygamber olduğu konusunda tribün aleminde çeşitli rivayetler vardır. ’’peygamber kadar iyi bir adam olduğu için tribün aleminde hüseyin’e bu lakap takılmıştı’’ diyenler olduğu gibi ’’gelebilecek son noktaya gelmiş, tribün aleminin kitabını yazmış’’ olduğu için böyle anılırdı diyen eski tribüncülerde mevcuttur.

Maçların inönü stadında oynandığı, kapalı tribünü kapabilmek için, üç istanbul tribününün geceden maça sabahladığı, dönemin siyasi atmosferi ve toplumsal yapının etkisiyle türkiye tribün kültüründe ’’cenk dönemi’’ olarak anılan, barış öncesi eski dönemde, beşiktaş ve fenerbahçe’ye göre sayıca çok az olan galatasaray tribünlerini, merter civarında kurduğu ekiple organize şekilde sabahlatmaya başlatmıştır. hüseyin abiden öncede galatasaray tribünü sabahlamış ama asıl kitleselliğini hüseyin abinin başa geçmesiyle yakalamıştır.

Peygamber Hüseyin dönemin unutulmaz tribüncüleri ; tarlabaşılı imparator hamza, maltepe grubu, feriköylü öcü erol, fil ali, yorgun abi, rahmetli behzat abi (çiçek pasajında arkadan sırtından bıçaklanarak kalleşçe öldürülmüştür), sebahattin abi (şuan galatasaray tribünlerinin lideri olan sebahattin şirin, sebo reis), bestekar orhan, çarli, şevki abi, efsane amigo mehmet abi, azmi abi, süleyman abi ve nice sabahın ayazında ölmek pahasına, tribünün namusu için sabahlayan, galatasaraylı büyüğümüzle birlikte, bugün dünyanın her yerinden taraftara sahip olan, kitleselliği dolup taşmış, galatasaray tribününü bugünlere taşımıştır. galatasaray tribünleri için, tarihsel sıraya bağlı kalarak, kafadaki adamlar için ufak bir sıralama yaparsak; karıncaezmez şevki (ilk amigo, sabahlamalar öncesi naif dönemler) - kapalının en eski adamı çiçek pasajında tribündeki 30. yılını kutlayan mehmet abi (kardeşi yaşar abi sabahlama dönemlerinde fenerbahçe’nin amigosudur) - peygamber hüseyin (amigo değil tribün lideri, olayların en yoğun yaşandığı zamanlar, cenk dönemi) ve sebahattin reiskare asını sayabiliriz.

12 eylül sonrası türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi, toplumsal koşullar, inönüde kapalıyı kapma kültürünün olmazsa olmaz bir ritüel olması, tribün aleminin o dönem içinde bulunduğu kültür, sabahlama geleneği ve kendine özgü şartlar nedeniyle çok zor bir dönemde tribünün yükünü taşıyan hüseyin abi ve ekibi, bugün internetli, forumlu, sanaldan klavye delikanlılığı yoluyla atarlı tutarlı, afişli, reklamlı, spreyli bir tribün alemini görseydi neler düşünürdü acaba?

Rahmete kavuşmasının ardından Galatasaray tribünlerinin başına Sebahattin abi geçmiştir. bu süreçten sonra; galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş tribünün büyükleri ortaklaşa bir kararla, sebahattin abi öncülüğünde barışa karar vererek, sabahlama dönemini bitirmiş, tribünlerde barış dönemi başlamıştır. galatasaray ve fenerbahçe’nin kendi stadlarına kavuşup inönüden uzaklaşmasıyla sabahlamak için pek neden kalmamıştır zaten. sopalı, zincirli, molotoflu sabahlama döneminin tribüncülerine bu alemin içinde bulunan herkes saygı göstermeli, onların acı tecrübelerinden ders çıkarmalı, kombineli sistemle maça rahat rahat gidip gelmenin kıymetini bilerek, sanal ortamda klavye delikanlılığıyla rakiplerine boş keseden saldırmamalıdır. sokağa çıkmak ve gecenin kör ayazında hangi parktan, hangi sokaktan, hangi köşeden çıkacağı belli olmayan organize bir topluluğu beklemek ancak yaşayanların ve bu alemin içinde bulunup o ruhu hissedebilenlerin anlayabileceği bir gerçekliktir.

Ateşler yakarlardı Galatasaray için. Galatasaraylılar ölür Galatasaraylılık ölmez.

Not: uA forumdan alıntıdır.

Wesley Sneijder Kaç Numaralı Formayı Giyecek


8 Ocaktan bu yana yaşanan süreçte Galatasaray taraftarı Sneijder ile yatıp kalktı. Oldu olacak, gelmedi gelmeyecek bir sürü söylentinin ardından dün gece itibari ile Galatasaray resmi açıklamayı yaparak Sneijder ile anlaştığını duyurdu. Yeni tartışma konusu bu sefer Senijder kaç numara giyecek ? Evet Wesley Sneijder bir dönem Ajax 'ta forma giyen efsane gutbolcu Johan Cruyff 'un 14 Numaralı formasını giymeyi tercih etti.

21 Ocak 2013 Pazartesi

70 li Yıllardan bir tribün Hikayesi

70’li yıllarda 30-40 kişilik bir grup Maltepe’den maçlara gitmeye başlar. İnönü Stadyumu’nda, eski açık tribünün kapalı tribüne yakın olan köşesinin üst tarafında otururlar.

Daha sonra 80’li yılların başında maltepede oturan Yabu ve Efe kardeşler, Sarı Mehmet, Arap Kemal, Zeki ve Hayrullah maçlara grup halinde gitmeye başlar. Semtlerinde tanınan ve sevilen kişiler olmaları kısa zamanda bu grubun büyümesine yol açar.

1983-88 Yılları arasında Maltepe Grubu Galatasara tribünlerinde önemli bir yere sahip olmuştur. Maltepe’de Galatasaraylıların organize olup tribünlerde yer almasına en önemli rolü Yabu ( Ayhan Kaygusuz) oynamıştır. Yabu sadece maltepe’yi değil, yakın muhitlerdeki diğer Galatasaraylıları da organize ederdi. Gülsuyu’nda ki ve Cemalbey’de ki Galatasaraylılar da bu druba dahil olmuşlardı.


Yabu lakaplı Ayhan Ağabey

Tabut Hikayesi

Gürcan’ın golüyle 1-0 aldığımız Trabzon maçı öncesi, semtten Hırsız Erhan camiden orjinal bir tabut çalar. ( 5 Mayıs 1979 ) Tabutu bordo-mavi kumaşla kaplayıp stada sokarlar. Erhan, tribün aleminde stada ilk orjinal tabut sokan taraftardır.

Maltepe’deki Ayı Mustafa’nın kahvesi o yıllarda maç aleminde bilinen bir yerdi. Kahvede Beşiktaşlı Yanki ve birkaç Fenerlinin dışnda herkes Galarasaraylıydı. Galatasaray sevgisi Maltepe’de hızla büyüdü. ” Kısa bir süre sonra diğer tribünlerin korkduğu, 100-200 kişilik bir grup haline geldik” diyor Yabu..

Maltepe Grubunun bilinen simalarından Sarı Mehmet anlatıyor ;

“Galatasaray taraftarı, genelde kolejli ve üniversiteli gençlerden oluştuğundan, bilhassa 70’lerde ve 80’li yılların başlarında Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarlarıyla arasında meydana gelen kavgalarda, istisnai maçlar hariç genelde ezilen taraf oluyordu. 1980’ler de Galatasaray taraftarının sayısının artmaya başlaması, Çiçek Pasajı ve Tarlabaşı’nda sağlam bir grubun oluşması ve en önemlisi Maltepe’de, Anadolu yakasında Galatasaraylıların organize olması ile birlikte tribünde savaşçı taraftar sayısında bir anda patlama meydana gelmesine sebep oldu. Bu savaşçı taraftar grubunun başına da Peygamber Hüseyin geçti.

O yıllarda çoğumuzun arabası yoktu. O yüzden maçlara tren ile giderdik. Derbi maçlara 05,15 treni ile yola çıkardık. Her istasyonda tribünden arkadaşlar trene binerdi. Küçükyalı’dan Pazarcı Ali ve arkadaşları, en son Göztepe istasyonundan da Fil Ali‘yi alır, Haydarpaşaya inerdik. Haydarpaşa’dan vapurla karaköye geçer, ordan da inönü’ye kadar yürürdük. Deplasmanlara da Maltepeden otobüs kaldırırdık, bir keresinde olaylı bir Bursa deplasmanına sadece Maltepe’den 25 Otobüs kaldırmıştık. O yıllarda Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünleri’de başka şehirlere deplasman yaptığı zaman Maltepede onlara güzel bir uğurlama yapardık” diyor.. (son cümle kahkahalar eşliğinde)